13 Haziran 2007 Çarşamba
Sarayda faiz pazarlığı Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri, ahmet kater
Çetin geçen görüşmeler yaklaşık 3.5 saat sürdü. Çırağan Sarayı'nda basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantıya, reel sektör adına Fuat Miras başkanlığındaki Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) konsey başkanları, başkanlık divanı üyeleri, 7 sanayi ve 2 ticaret odası başkanlarının yanı sıra TİM ve TESK başkanları katıldı.
Bankacılık sektörü adına Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Osman Tunaboylu ve üye banka temsilcilerinin katıldığı toplantıda, ekonomik kriz sırasında bankaların işadamlarına kullandırdıkları kredilerin çok yüksek faizlerle geri çağrılması konusu ele alındı. Toplantıda, kredi faizlerinin kriz öncesi durumuna ya da daha makul ölçülere çekilmesi konusunda ara formül bulunmaya çalışıldı.Öneriler hükümete gidecek
Toplantı sonunda alınan kararları Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Osman Tunaboylu ve TOBB Başkanı Fuat Miras açıkladı. Osman Tunaboylu, reel ve mali sektörün sorunları ve sıkıntıları hakkında, müzakerelerde bulunduklarını söyledi. "Çok yararlı, çok yapıcı bir görüşme oldu" diye konuşan Tunaboylu, toplantıya katılan herkese teşekkürlerini iletti. Miras ise şöyle konuştu:
"Ülkemizin içinde bulunduğu krizin aşılabilmesi için sorunları karşılıklı görüştükten sonra ortak karar aldık. Bu zor şartlarda her iki kesimi ilgilendiren teknik, mali, hukuki konuları ilgililere aktarmak için komisyon kurulmasına karar verildi. Reel ve mali sektör temsilcilerinden oluşacak bu komisyon 31 Mart sendromunun aşılması için ortaya çıkaracağı önerileri hükümete sunacak. Komisyon çalışmalarını ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş Türkiye'ye dönene kadar sonuçlandıracak. Çalışmalar 31 Mart'ta sayın başbakanın açıkladığı Sosyal ve Ekonomik Konsey toplantılarına da yetişecek. Ben bu zor dönemde TOBB Başkanı olarak Bankalar Birliği Başkanın da Ekonomik ve Sosyal Konsey'de bulunması için öneride bulunacağım.
Bu arada, İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, istediklerinin yüzde 25 civarında bir ödeme olduğunu ve diğer yüzde 75'i 3 taksitle ve yüzde 70 faiz üzerinden devam ettirmeyi arzuladıklarını söyledi.
Toplantının, geçen cuma günü Başbakanlık'ta yapılan toplantının devamı olduğunu, o günkü toplantıda banka- cıların bulunmadığını belirten Yıldırım, "Merkez Bankası'nın mevduat faizlerinden aldığı yüzde 15'lik paylardan bir imkân tanımasını istiyoruz. Hükümet buna sıcak bakmıştır, bankacılarla da bunu görüşeceğiz" diye konuştu.
Görüşmeler sonrasında uzlaşma beklediklerini kaydeden Mehmet Yıldırım, "Türk ekonomisi bir bütündür. Bankacılık sektörü 'Ben yapacağım', özel sektör temsilcileri 'Biz ödeyemeyeceğiz' dediği bir ortamda tabii ki uzlaşma umut ediyoruz" dedi. Komisyon belirlendi
Reel sektör ile bankacılık sektörü temsilcilerinden oluşan ortak komisyonun üyeleri de dün gece belirlendi. Bankacılık kanadından 7, reel sektörden 7 kişi olmak üzere 14 kişilik bir komisyon oluşturuldu.
Bankacılık kesimini, İş Bankası, Yapı Kredi, Pamukbank, Türk Ekonomi Bankası, Garanti Bankası ve Vakıfbank'tan genel müdür düzeyinde katılımcı temsil edecek. Ayrıca, Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin de komisyonda görev alacak. Reel sektör temsilcileri ise TOBB Başkanvekili Yavuz Zeytinoğlu, İSO Başkanı Hüsamettin Kavi, İTO Başkanı Mehmet Yıldırım, TİM Başkanı Okan Oğuz, TOBB Ticaret Odaları Konsey Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, TESK Başkan Yardımcısı Suat Yalkın oldu. TİSK'ten de bir isim komisyonda yer alacak. Dün gece belirlenen ortak komisyon, bugün Akmerkez'de, ilk toplantısını yapacak.
Eski zamanlardan beri insanlar kendilerini özel hissetmek ve kendilerine yakışan, uyan kıyafetler diktirmek için hep terzileri tercih ettiler. Çünkü terzilerin işciliği her zaman özel, özenli, farklı ve değerliydi.
Laliz.biz'i özenle çalışan bir terziye benzetelim. Ama öyle bir terzi ki, size beklediğinizden fazlasını veren bir terzi.
Hayal edin, Dünyanın en kaliteli kumaşları, usta terzilerin el emeği ile sizler için yeni tasarımlarla buluşuyor ve eşsiz giysilere dönüşüyor.
Bir düşünün!!!
Sizin ölçülerinizi iyi analiz edip ve değerlerinizi sizi daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Edindiğimiz bu bilgi ve değerler ışığında sizi en iyi şekilde temsil edecek çalışmalar ortaya koyuyoruz. Yani bir terzi titizliğinde, size en yakışan elbiseyi dikiyoruz.
İşte Laliz.biz ekibi bu felsefeyi kendisine yol edinmiş, gideceği yönü ve ulaşmak istediği noktayı bilen yenilikçi, tecrübeli, dinamik, lider, atak, sürekli gelişmelere açık, zamanın ruhunu taşıyan, tasarımlarına önem veren, kararlı ve hedef odaklı çalışan bireylerden oluşmaktadır.
evden eve nakliyat, evden eve, evdeneve kargo, evden eve kargo, evdeneve, nakliyat, kargo, taşımacılık, şehirlerarası evden eve nakliyat, ayazoğlu evden eve, ayazoğlu, rıfatoğlu evden eve, rıfatoğlu evdeneve, rıfatoğlu evdeneve
Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri, ahmet kater, alan adı tescili ve tüm web sitesi çözümleri sunar. ayrıca e-bülten ebülten ve banner tasarımları yapar. flash sitelerini de unutmamak lazım. web sitesi deyince lal design ı tercih etmelisiniz. www.islertikirinda.com www.laldesign.net www.lalsoft.net www.lalhost.net www.laliz.biz www.lal.web.tr www.oburada.com arkadaşlık sitesi dating sitesi www.ilkbilensizolun.com haber portalı kurar, e-ticaret siteleri ve web sitesi yönetim panelleri kurar. web sitesi yönetim paneli www.laliz.biz sitesi altında. ayrıca haber portalları da inşa eden lal design ın yaptığı çalışmaları görmek için www.laldesign.net sitesini ziyaret ediniz. web reklamlarında da lal design internet hizmetleri yine yanınızda. web sitenize admin mi lazım, o zaman bizi arayın, yani lal design internet hizmetleri. lal design internet hizmetleri bir laliz.biz kuruluşudur. laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalhost.net yani lalhost.net lal host hosting hizmetleri windows ve linux tabanlı sunucuları ile yüksek hızlı güvenli hizmeti sizlere sunuyor. ayırca yine www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalsoft.net lalsoft.net lal soft müşterilkerine web tabanlı yazılım çözümleri sunar. yani www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubu tam teşekküllü web hizmetleri sunmanın gayreti ile yatırımlarına devam ediyor.
BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERİNE GENEL BİR DEĞERLENDİRME Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizm
25 Eylül 2003
Tolga OKTAY
Şekerbank T.A.Ş./Müfettiş
BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERİNE GENEL BİR DEĞERLENDİRME
Bankacılık sektöründeki reorganizasyon ve rehabilitasyon çalışmaları esasen 2000 yılı itibariyle International Monetary Fund (IMF) gözetiminde ve denetiminde uygulanmaya başlayan �Koşullu Destek Antlaşması� çerçevesinde gündeme gelmiş; ancak asıl önemini 2000 yılı Kasım ve 2001 yılı Şubat aylarında yaşamış olduğumuz ağır ekonomik krizlerin ardından kazanmıştır.
54 Banka ve 125 bin�i aşkın çalışanın oluşturduğu sektör, 2002 yılı sonu itibariyle toplam 130 Milyar USD�lik aktif büyüklüğü�ne ulaşmış; ancak mevcut aktif büyüklüğü ile GSMH�nın sadece % 78�ine denk gelen bir ağırlığa sahip olabilmiştir. Toplam Aktif Büyüklüğü/G.S.M.H. oranının Avrupa Birliği ülkelerindeki ortalamasının yaklaşık % 474 olduğu dikkate alındığında, Bankacılık sektörünün yeterli büyüklükte olmadığını; ancak önünde önemli bir büyüme potansiyelinin bulunduğunu söyleyebiliriz.
Sektörün Temel Sorunları:
a- Kamu Kesiminin Borçlanma Gereksiniminin yüksekliği bankacılık sektörünün gelişimini olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Bankacılık sektöründe rehabilitasyon ve yapılandırma çalışmalarının başarıya ulaşmasında ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların, makro ekonomik dengenin, finansal istikrarın etkisi kuşkusuz yüksektir. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar göz önüne alındığında kamu kesiminin aşırı borçlanma gereksinimi Bankacılık sektöründe Crowding-out (Dışlama) etkisi yaratmaktadır. Diğer bir değişle kamu kesimi, bankaların aktifine el atmış durumdadır. Halka açık olan Banka bilançoları incelendiğinde, bilançolardaki Kamu Menkul Değerleri�nin oranı son yıllarda artış kaydetmiş ve ortalama % 40�lar seviyesini geçmiştir. Menkul Değerler portföyünün, toplam aktifler içerisindeki payı 2001 yılında % 38,9 iken, 2002 yılında % 40,5� yükselmiştir. 2002 yılı itibariyle Menkul Değerler Portföyünün % 96,2�si Kamu Borçlanma Senetlerinden oluşmaktadır.
b- Sektör bilançolarındaki Tasfiye Olunacak Alacakların payı yüksek seviyededir. 2001 yılında yaşanan kriz sonrasında ekonomik ve finansal hareketlerdeki daralma hem Bankacılık sektörünün kredi hacmini daraltmış, hem de donuk alacaklar kaleminin nispi oranını yükseltmiştir. Sonradan uygulamaya giren İstanbul Yaklaşımı çerçevesinde donuk alacakların/sektördeki kredilere oranı nispeten düşürülebilmiştir. İstanbul Yaklaşımının etkisiyle 2001 yılı itibariyle 14 katrilyon TL olan takip bakiyesi, 2002 yılında 10 katrilyon TL seviyesine gerilemiştir.
c- Bankacılık sektörünün sahip olduğu mevduat yapısı kısa vadelidir. Bankacılık sektörünün toplam pasif yapısı içerisindeki mevduat kaleminin %90�nından fazlası 90 günden daha kısa vadeli mevduattan meydana gelmektedir. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşulların da etkisiyle oluşan para ikamesi Bankaların pasifini de etkilemiş ve Döviz Tevdiat Hesaplarının toplam pasif içindeki ağırlığını arttırmıştır. Toplam mevduatın %50�sinden fazlası Döviz Tevdiat Hesaplarından meydana gelmektedir. Bankacılık sistemine dahil olan mevduatın vade yapısı kısa olmasına ilave olarak, mevduatların krediye dönüşüm oranın da %30-35 gibi düşük seviyelerde gerçekleşmektedir.
d- Sektörde genel olarak özkaynak yetersizliği görülmektedir. 2002 yılı sonu itibariyle Bankacılık sektörünün toplam özkaynakları 15,4 Milyar USD seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu özkaynak büyüklüğü ile Türk Bankacılık Sektörü Avrupa Birliğine dahil herhangi bir ülkedeki orta ölçekli bir bankanın özkaynak büyüklüğüne erişememektedir.
Çözüm için neler yapılabilir
Özetle söylemek gerekirse; Bankacılık Sektörünün yeniden yapılandırılması için yapılması gerekenler ne yalnızca kamu otoritesine, ne de yalnız sektörün kendisine bırakılabilir. Çok kısaca ve temel olarak Bankacılık sektörü üzerinde vergi diğer maliyet kalemlerinin yükünün ağırlığının azaltılması, Halka açılmaların teşvik edilmesi, kamu bankalarının reorganizasyonlarının tamamlanması, Bankaların gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında stratejik ortaklık fırsatlarından yararlanmaları gerekmektedir. Bunlara ilave olarak yüksek kamu açıkları, enflasyon sorunu, kamu borçlanma gereksinimi ve kayıtdışı ekonomiyle mücadele gibi pek çok etkeninde sektör üzerindeki olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi gerektiği kanısındayım.
Eski zamanlardan beri insanlar kendilerini özel hissetmek ve kendilerine yakışan, uyan kıyafetler diktirmek için hep terzileri tercih ettiler. Çünkü terzilerin işciliği her zaman özel, özenli, farklı ve değerliydi.
Laliz.biz'i özenle çalışan bir terziye benzetelim. Ama öyle bir terzi ki, size beklediğinizden fazlasını veren bir terzi.
Hayal edin, Dünyanın en kaliteli kumaşları, usta terzilerin el emeği ile sizler için yeni tasarımlarla buluşuyor ve eşsiz giysilere dönüşüyor.
Bir düşünün!!!
Sizin ölçülerinizi iyi analiz edip ve değerlerinizi sizi daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Edindiğimiz bu bilgi ve değerler ışığında sizi en iyi şekilde temsil edecek çalışmalar ortaya koyuyoruz. Yani bir terzi titizliğinde, size en yakışan elbiseyi dikiyoruz.
İşte Laliz.biz ekibi bu felsefeyi kendisine yol edinmiş, gideceği yönü ve ulaşmak istediği noktayı bilen yenilikçi, tecrübeli, dinamik, lider, atak, sürekli gelişmelere açık, zamanın ruhunu taşıyan, tasarımlarına önem veren, kararlı ve hedef odaklı çalışan bireylerden oluşmaktadır.
evden eve nakliyat, evden eve, evdeneve kargo, evden eve kargo, evdeneve, nakliyat, kargo, taşımacılık, şehirlerarası evden eve nakliyat, ayazoğlu evden eve, ayazoğlu, rıfatoğlu evden eve, rıfatoğlu evdeneve, rıfatoğlu evdeneve
Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri, ahmet kater, alan adı tescili ve tüm web sitesi çözümleri sunar. ayrıca e-bülten ebülten ve banner tasarımları yapar. flash sitelerini de unutmamak lazım. web sitesi deyince lal design ı tercih etmelisiniz. www.islertikirinda.com www.laldesign.net www.lalsoft.net www.lalhost.net www.laliz.biz www.lal.web.tr www.oburada.com arkadaşlık sitesi dating sitesi www.ilkbilensizolun.com haber portalı kurar, e-ticaret siteleri ve web sitesi yönetim panelleri kurar. web sitesi yönetim paneli www.laliz.biz sitesi altında. ayrıca haber portalları da inşa eden lal design ın yaptığı çalışmaları görmek için www.laldesign.net sitesini ziyaret ediniz. web reklamlarında da lal design internet hizmetleri yine yanınızda. web sitenize admin mi lazım, o zaman bizi arayın, yani lal design internet hizmetleri. lal design internet hizmetleri bir laliz.biz kuruluşudur. laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalhost.net yani lalhost.net lal host hosting hizmetleri windows ve linux tabanlı sunucuları ile yüksek hızlı güvenli hizmeti sizlere sunuyor. ayırca yine www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalsoft.net lalsoft.net lal soft müşterilkerine web tabanlı yazılım çözümleri sunar. yani www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubu tam teşekküllü web hizmetleri sunmanın gayreti ile yatırımlarına devam ediyor.
Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel’in IMF ile yapılan stand-by anlaşması çerçevesinde; Türk bankacılık sektörünü 1999 yılı ve 2000 yılına dönük değer
Eski zamanlardan beri insanlar kendilerini özel hissetmek ve kendilerine yakışan, uyan kıyafetler diktirmek için hep terzileri tercih ettiler. Çünkü terzilerin işciliği her zaman özel, özenli, farklı ve değerliydi.
Laliz.biz'i özenle çalışan bir terziye benzetelim. Ama öyle bir terzi ki, size beklediğinizden fazlasını veren bir terzi.
Hayal edin, Dünyanın en kaliteli kumaşları, usta terzilerin el emeği ile sizler için yeni tasarımlarla buluşuyor ve eşsiz giysilere dönüşüyor.
Bir düşünün!!!
Sizin ölçülerinizi iyi analiz edip ve değerlerinizi sizi daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Edindiğimiz bu bilgi ve değerler ışığında sizi en iyi şekilde temsil edecek çalışmalar ortaya koyuyoruz. Yani bir terzi titizliğinde, size en yakışan elbiseyi dikiyoruz.
İşte Laliz.biz ekibi bu felsefeyi kendisine yol edinmiş, gideceği yönü ve ulaşmak istediği noktayı bilen yenilikçi, tecrübeli, dinamik, lider, atak, sürekli gelişmelere açık, zamanın ruhunu taşıyan, tasarımlarına önem veren, kararlı ve hedef odaklı çalışan bireylerden oluşmaktadır.
evden eve nakliyat, evden eve, evdeneve kargo, evden eve kargo, evdeneve, nakliyat, kargo, taşımacılık, şehirlerarası evden eve nakliyat, ayazoğlu evden eve, ayazoğlu, rıfatoğlu evden eve, rıfatoğlu evdeneve, rıfatoğlu evdeneve
Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri, ahmet kater, alan adı tescili ve tüm web sitesi çözümleri sunar. ayrıca e-bülten ebülten ve banner tasarımları yapar. flash sitelerini de unutmamak lazım. web sitesi deyince lal design ı tercih etmelisiniz. www.islertikirinda.com www.laldesign.net www.lalsoft.net www.lalhost.net www.laliz.biz www.lal.web.tr www.oburada.com arkadaşlık sitesi dating sitesi www.ilkbilensizolun.com haber portalı kurar, e-ticaret siteleri ve web sitesi yönetim panelleri kurar. web sitesi yönetim paneli www.laliz.biz sitesi altında. ayrıca haber portalları da inşa eden lal design ın yaptığı çalışmaları görmek için www.laldesign.net sitesini ziyaret ediniz. web reklamlarında da lal design internet hizmetleri yine yanınızda. web sitenize admin mi lazım, o zaman bizi arayın, yani lal design internet hizmetleri. lal design internet hizmetleri bir laliz.biz kuruluşudur. laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalhost.net yani lalhost.net lal host hosting hizmetleri windows ve linux tabanlı sunucuları ile yüksek hızlı güvenli hizmeti sizlere sunuyor. ayırca yine www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalsoft.net lalsoft.net lal soft müşterilkerine web tabanlı yazılım çözümleri sunar. yani www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubu tam teşekküllü web hizmetleri sunmanın gayreti ile yatırımlarına devam ediyor.
Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetler
Eski zamanlardan beri insanlar kendilerini özel hissetmek ve kendilerine yakışan, uyan kıyafetler diktirmek için hep terzileri tercih ettiler. Çünkü terzilerin işciliği her zaman özel, özenli, farklı ve değerliydi.
Laliz.biz'i özenle çalışan bir terziye benzetelim. Ama öyle bir terzi ki, size beklediğinizden fazlasını veren bir terzi.
Hayal edin, Dünyanın en kaliteli kumaşları, usta terzilerin el emeği ile sizler için yeni tasarımlarla buluşuyor ve eşsiz giysilere dönüşüyor.
Bir düşünün!!!
Sizin ölçülerinizi iyi analiz edip ve değerlerinizi sizi daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Edindiğimiz bu bilgi ve değerler ışığında sizi en iyi şekilde temsil edecek çalışmalar ortaya koyuyoruz. Yani bir terzi titizliğinde, size en yakışan elbiseyi dikiyoruz.
İşte Laliz.biz ekibi bu felsefeyi kendisine yol edinmiş, gideceği yönü ve ulaşmak istediği noktayı bilen yenilikçi, tecrübeli, dinamik, lider, atak, sürekli gelişmelere açık, zamanın ruhunu taşıyan, tasarımlarına önem veren, kararlı ve hedef odaklı çalışan bireylerden oluşmaktadır.
evden eve nakliyat, evden eve, evdeneve kargo, evden eve kargo, evdeneve, nakliyat, kargo, taşımacılık, şehirlerarası evden eve nakliyat, ayazoğlu evden eve, ayazoğlu, rıfatoğlu evden eve, rıfatoğlu evdeneve, rıfatoğlu evdeneve
Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri, ahmet kater, alan adı tescili ve tüm web sitesi çözümleri sunar. ayrıca e-bülten ebülten ve banner tasarımları yapar. flash sitelerini de unutmamak lazım. web sitesi deyince lal design ı tercih etmelisiniz. www.islertikirinda.com www.laldesign.net www.lalsoft.net www.lalhost.net www.laliz.biz www.lal.web.tr www.oburada.com arkadaşlık sitesi dating sitesi www.ilkbilensizolun.com haber portalı kurar, e-ticaret siteleri ve web sitesi yönetim panelleri kurar. web sitesi yönetim paneli www.laliz.biz sitesi altında. ayrıca haber portalları da inşa eden lal design ın yaptığı çalışmaları görmek için www.laldesign.net sitesini ziyaret ediniz. web reklamlarında da lal design internet hizmetleri yine yanınızda. web sitenize admin mi lazım, o zaman bizi arayın, yani lal design internet hizmetleri. lal design internet hizmetleri bir laliz.biz kuruluşudur. laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalhost.net yani lalhost.net lal host hosting hizmetleri windows ve linux tabanlı sunucuları ile yüksek hızlı güvenli hizmeti sizlere sunuyor. ayırca yine www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalsoft.net lalsoft.net lal soft müşterilkerine web tabanlı yazılım çözümleri sunar. yani www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubu tam teşekküllü web hizmetleri sunmanın gayreti ile yatırımlarına devam ediyor.
TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN TEMEL SORUNLARI ve SEKTÖRDE YAŞANAN MALİ RİSKLER Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri,
Anadolu üniversitesi
Giriş
Bir ekonomide mali sistem; mali aracılar, mali araçlar ve mali piyasalardan oluşur. Mali sistemin temel unsurlarından biri de bankacılık sektörüdür. Bankacılık sektörü, mali sistem içerisinde üzerinde kurulu olduğu ödemeler sistemi aracılığı ile, tasarrufların yatırıma dönüştürülmesinde kaynak (fon) aktarımına aracılık eden bir sektördür.
Türk bankacılık sektörü, bugün gerek mali, gerekse kurumsal yapıları itibariyle gözardı edilemeyecek bir seviyeye ulaşmış bulunmaktadır. Bu olumlu gelişmelere rağmen, Türk bankacılık sektörünün gelişimini etkileyen bazı olumsuzluklarında mevcut olduğu bilinen bir gerçektir. Bankalar, yaptıkları iş gereği yoğun risklerle yaşamak zorunda olan kuruluşlardır. Bankacılık sektöründe yaşanan riskler, her ülkede, her dönemde kaçınılmaz olarak yaşanabilir. Zira finansal piyasalar var olduğu sürece, risk unsuru sistem içerisinde varlığını sürdürecektir. Ancak bu aşamada önemli olan risklerin doğru tanımlanıp, yönetilmesi olmaktadır. Banka üst yönetimleri, kurumsal olarak alınan riskler hakkında daha fazla bilgi edinmeli ve riskin yönetilmesi için gerekli sistemlere sahip olmalıdırlar. Böylece piyasada oluşacak risklerin zararları, bankacılık sektörünü en alt düzeyde etkileyecek ve oluşacak krizlerin zararları minimuma inecektir.
Bu çalışma iki konu üzerinde odaklanmıştır. İlk olarak Türk Bankacılık sektöründe yaşanan temel sorunlara değinilmiş ve ekonomik istikrarsızlık, kaynak maliyetlerinin yüksekliği, haksız rekabet koşulları, teknolojideki hızlı gelişmeler ve banka özkaynaklarının yetersizliği gibi sorunlar üzerinde durulmuştur. İkinci olarak ise; sektörün karşı karşıya olduğu faiz, kur, kredi, likidite, piyasa ve sermaye yetersizliği gibi risklerin oluşturduğu, mali riskler ele alınmıştır.
1. Türk Bankacılık Sektörünün Temel Sorunları
Türk bankacılık sektörünün başlangıcından günümüze, özellikle 1980 sonrası uygulamaya konulan reform politikaları sonrasında, sektörün karşılaştığı başlıca temel sorunlar; ekonomik istikrarsızlık, mali riskler, yüksek kaynak maliyeti, haksız rekabet koşulları, teknolojideki hızlı gelişmeler, özkaynakların yetersizliği ve yeniden yapılanma sorunları şeklinde sıralanabilir. (Parasız, 2000, 125)
1.1. Ekonomik İstikrarsızlık
Türk bankacılık sektörü, 1980 yılında Türkiye ekonomisinde uygulamaya konulan istikrar politikaları sonrasında, yeni bir döneme girmiş ve günümüze kadar çok önemli gelişmeler göstermiştir. Bununla birlikte, sektördeki yenileşmenin ve hızlı büyümenin getirdiği bir çok sorun ile karşılaşılmıştır. Bu sorunların başında da, yüksek oranlı enflasyonun neden olduğu ekonomik istikrarsızlık gelmektedir. Bu yıllarda, bankacılık sektörü, genişleyen kamu finansman açıkları ile birlikte kronikleşen yüksek enflasyonun etkisiyle istikrarlı bir gelişme sürecine girememiştir. Yüksek enflasyon ve ekonomik konjonktürdeki dalgalanmalar döviz kuru ve faiz riskini arttırırken, sektör büyük ölçüde nakite dayanan özvarlıklarını enflasyona karşı korumada zorlanmaktadır.
Yüksek enflasyon ortamında bankaların işlemleri ve stratejileri, normal ortama göre daha farklı olmaktadır. Bir yandan bankalar enflasyonun zararlı etkilerinden kaçınmaya çalışmakta, diğer yandan ise, belirsizliklerin üstesinden gelme ve risk alma yöntemlerini yeniden gözden geçirmektedirler. Daha da önemlisi, “dışlama etkisi”ne neden olan kamu borçlanması artarak devam ettikçe, bankalar en basit yatırım aracı olarak kamu sektörüne yönelmektedirler. Bu durum onların en temel görevleri olan ve kaynakların etkin dağılımı için gereken fonlara aracılık etme işlevinden uzaklaşmalarına neden olmaktadır. (Erçel, 2000a, 72) Yüksek oranlı enflasyon dönemlerinde bankaların nominal olarak artmış görünen karları, reel olarak azalmakta ve bunun sonucunda özkaynakların reel büyüklüğü düşmektedir. Ayrıca bu olumsuz makroekonomik koşullar, bankaların kaynak maliyetlerini ve diğer işletme giderlerini arttırmakta, bu etki sonucunda artan kredi faizleri ise, özellikle piyasaya yönelik düşük riskli plasman olanaklarını daraltmaktadır. (Parasız, 2000, 125)
Ekonomik istikrarsızlık ve kronik enflasyon dönemlerinde, sektörü olumsuz etkileyen bir diğer sorunda, problemli kredilerin artmasıdır. (Parasız, 2000, 126) Özellikle artan faiz yükü, banka alacaklarının tahsilini sınırlandırıcı bir etki yaratmaktadır. Vadesinde ödenmeyen alacaklar banka kaynaklarının akışkanlığını azalttığı gibi, kaynak maliyetinin artması sonucunu da vermektedir. Enflasyonun düşürülmesiyle birlikte sağlanacak ekonomik istikrar ile hem banka kredileri donmuş karakterinden kurtulacak, hem de tahsili gecikmiş alacakların kaynak maliyetine yansıyan yükü azalmış olacaktır. Bu durumda bankalarında takipteki alacaklarını teminat yönünden güçlendirmesi, yani risklerin oluşmaması içinde gereken önlemleri alması gereklidir.
Sonuç olarak, makroekonomik istikrarı sağlayamayan bir ülke ekonomisinde, bankacılık sektörü sorunsuz olmayacağı gibi, tersi bir durumda yani, bankacılık sektöründeki sorunlarda, makroekonomik istikrar için her zaman risk oluşturacaktır.
1.2. Yüksek Kaynak Maliyeti
Son yıllarda mevduat dışı fon temininde kaydedilen gelişmelere rağmen, ticaret bankalarının fon kaynaklarının en önemlisi, topladıkları mevduatlardır. Sektörde mevduata uygulanan faiz oranları kaçınılmaz biçimde enflasyon oranları ile yakın ilişki içindedir. 1980’li yıllardan itibaren faizlerin serbest bırakılmasıyla, faizler enflasyon paralelinde seyretmeye başlarken, mevduat kompozisyonunun vadeli lehine gelişmesi sonucu, mevduatın maliyeti önemli ölçüde artmıştır. (Parasız, 2000, 126-127)
Kaynak maliyeti aynı zamanda, toplam disponibilite ve mevduat munzam karşılığı ayırma zorunluluğu ve TMSF primleri yüzünden de yükselmektedir. Ayrıca Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, diğer giderler, Kaynak Kullanım Destekleme Fonu primleri, gider vergisi kesintilerinden oluşan vergi yükleri, kaynak maliyetinin yükselten diğer unsurlardır. Bu kalemler bankaların plase edilebilir kaynaklarını önemli ölçüde azalttığından, kredi faizlerini arttırıcı unsurlar olmaktadırlar.
İşletme maliyetleri de yüksek kaynak maliyetleri içerisinde yer almaktadır. İşletme giderleri içerisinde en önemli payı ise, personel giderleri oluşturmaktadır. Türk bankacılık sektöründe, 1980 öncesi koşullarında mevduat toplayabilmek için şube ağını genişletmek ve yeni personel istihdam etmek rasyonel kabul edilirken, 1980’li yıllardan itibaren reel pozitif faiz politikası ve otomasyondaki gelişmeler, bir çok şubeyi karlı olmaktan çıkarmıştır. Bunun sonucunda, bir süre bankalar işletme giderlerini azaltmak amacıyla, şube kapatma ve personel sayısını azaltma politikası izlemişler, fakat son yıllarda sanayileşmenin Anadolu’ya yayılmasıyla birlikte, mevcut bankaların şube sayılarını yeniden arttırma politikası izlemelerine neden olmuştur. Bu da sektördeki maliyetlerin yeniden artmasına yol açmıştır.
Yüksek kaynak maliyetine neden olan bir diğer unsurda, bankacılık sektöründe yaşanan otomasyon alanındaki gelişmelerdir. İnternet bankacılığı ile birlikte banka şubelerinin bilgisayar ağı ile donatılması ve ATM sayısındaki hızlı artışlarda, sektördeki maliyetlerin artmasına neden olmuştur.
1.3. Haksız Rekabet Koşulları
Bankacılık sektöründe rekabet, doğrudan doğruya fiyatları etkileyen en önemli unsurlardan biridir. (Özkan, 1999, 40) Günümüzde finansal piyasalarda hızlı bir değişim yaşanmaktadır. Yeni düzenlemelerin ve teknolojideki ilerlemelerin bir sonucu olarak, uluslararası piyasalar ile yerli piyasalar arasında engeller ortadan kalkmakta ve dünya finansal piyasaları küreselleşmektedir. Bunun sonucunda da, sektörün rekabet gücünü kullanma yeteneği her geçen gün önem kazanmaktadır.
Mali piyasalardaki düzenlemelerin azaltılması ve tanıtılan yeni finansal ürünler ticari bankaların faaliyet alanlarını ve sunabilecekleri hizmetleri genişletirken, bu kurumların üzerindeki rekabet baskısını da arttırmıştır. Yoğun rekabet ortamı fon maliyetlerini yükseltirken, müşteriler de daha fazla getiri sağlayan kurumlara yönelmişlerdir.
Son yıllarda dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi, bankacılık sektörü yalnız kendi içinde değil, banka dışı kurumlardan gelen çok ciddi bir rekabet ortamı içerisinde varlığını sürdürme çabası içinde olmuştur. Finansal süper marketler, aracı kurumlar, sigorta şirketleri, emekli sandıkları, süpermarket mağaza zincirleri, büyük otomobil ve diğer dayanıklı tüketim malları üreticileri, önceden yalnızca ticari bankalarca geniş tüketici kitlelerine sunulan hizmet sahalarına el atarak, mali hizmetler sektöründe bankalarla amansız bir rekabete girmişlerdir. Türkiye’de de, bugün benzer bir gelişme gözlenmektedir. Özellikle dayanıklı tüketim malları üreten ve pazarlayan bu büyük kuruluşlar, kurdukları finans şirketleri kanalıyla, tüketici kredilerinde, bankalara önemli bir rakip olabilecekleri sinyalini vermişlerdir.
Rekabette kuşkusuz fiyat önemli bir etken olmakla birlikte, rekabet gücünü belirleyen tek etken değildir. Hizmet kalitesi, hizmetin çeşitliliği, yapısı, müşterinin gereksinimlerini karşılayan hizmetlerin sunulması, teknoloji, reklam vb. bütün bunlar rekabet gücünü etkilemektedir. (Berk, 1999, 116) Rakiplerin sundukları hizmetlerin bilinmesi, pazara yeni girenlere karşı pazarda mevcutların olası tepkileri, alabilecekleri önlemler, hizmet satmak isteyen her bankanın dikkate alması gereken etmenlerdir. Uygulamada kural olarak sektörün pazar büyümesi azaldıkça, sabit masraflar yükseldikçe, kredi müşterilerinin özellikleri farklılaştıkça ve bu hizmetlerin önemi arttıkça, mevcut bankaların tepkileri gittikçe kuvvetlenmektedir.
Ülkemizde faaliyette bulunan yabancı bankaların, ülkemiz bankacılık sektöründe rekabet ortamının geliştirilmesine ve “rekabet gücünün arttırılması” kavramına önemli katkıları olmuştur. Yabancı bankaların, Türk bankacılık sektörüne özellikle yönetim, pazarlama, müşteri ilişkileri gibi alanlardaki katkıları gözardı edilemez. Yabancı sermaye, arttırdığı rekabet ortamı sayesinde “şeffaflık” ilkesinin bir kavram olarak sektöre empoze edilmesini sağlamış, bunun bir sonucu olarak da, kuvvetli mali yapı ve güçlü mali standartlar kavramının benimsenmesine önemli katkıda bulunmuştur.
Yabancı bankalar, ölçek ekonomilerinden, farklılaştırma ve riski yayma özelliklerinden ve uluslararası finansman merkezleriyle doğrudan bağlantılarından dolayı, en son kredi araçlarını ve teknolojisini hızla transfer edebilmekte ve diğer yabancı bankaların gelişini teşvik ettiğinden, yoğunlaşma oranını azaltarak fiyat rekabetine neden olmaktadırlar. Bu özelliğe sahip yabancı bankalar, artan rekabet yoluyla ulusal bankacılık sektörünün yapısını değiştirmektedir. Bankacılık sektöründeki rekabetin devamı ya da artışı, teorik olarak marjinal bankaların piyasadan çekilmesine ya da, hizmetlerin daha kaliteli sunulmasına yol açacaktır.
1.4. Teknolojideki Hızlı Gelişmeler
Teknolojideki hızlı gelişmelerle birlikte, dünya finans piyasaları ile entegrasyon sürecine giren Türk bankacılık sektörü, gelişmiş ülkelerin bankacılık sistemlerinde yaygın bir şekilde kullanılan leasing, factoring, forfaiting gibi mali hizmetler; swap, forward, future, option gibi risk yönetim ürünleri ve internet bankacılığı hizmetlerini sunma aşamasına gelmiştir. Bankacılıktaki yeni uygulamalar sadece finansal alanla sınırlı olmayıp, teknik alandaki gelişmelerden yararlanma da, sektörde önemli bir düzeye ulaşmıştır. (Parasız, 2000, 129)
Son yıllarda ülkemiz bankacılığının teknoloji kullanımında artan bir yoğunluk yaşanmaktadır. Bankalar uzun süredir müşterilerin hizmetinde olan ATM, POS, telefon ve bilgisayar bankacılığı gibi klasik teknolojik ürünlerini yeni ürünlerle ve yeni hizmet anlayışları ile hızla zenginleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu doğrultuda, tüm bankaların vizyonunda elektronik bankacılık kavramı ilk sıralarda yer almaktadır. Bankalar müşterilerine daha iyi hizmetler sunabilmek ve 24 saat hizmet verebilmek amacıyla “Çağrı Merkezleri”, “İnternet Bankacılığı”, “Müşteri İlişkileri Yönetimi” gibi yeni uygulamaları devreye koymaktadırlar. (Keskin, 1999, 13) Ayrıca, gelecekte ticaret hayatında ve bankacılık sektöründe çok büyük bir önem kazanacak olan, elektronik ticaret kapsamındaki çalışmalar da, bankalar tarafından büyük bir özenle gerçekleştirilmekte ve dünyada bu alandaki gelişmeler yakından takip edilmektedir.
Elektronik bankacılığın uygulanması bir yandan bankacılıktaki işlemleri hızlandırmakta, diğer yandan yeni hizmetlerle müşteri karşısına çıkan bankaların işlem hacimlerini ve pazar paylarını arttırmalarını sağlamaktadır. Banka şubelerinin bilgisayar ağı ile donatılması sonucu, bir yandan müşteriye kolay ve hızlı hizmet sunulurken, diğer yandan müşterilerin kredi değerliliği için gerekli verilerin depolanması olanağı artmaktadır. Ayrıca self-servis birimleri ile getirilen yenilikler, hem banka personelinin rutin işlemlerini azaltmakta hem de, müşterinin çalışma saatlerinin dışında da banka hizmetlerinden yararlanması olanağını sunmaktadır.
Finansal ve teknik alandaki en önemli hizmetlerden biride, nakit-yöntem sistemidir. (Özkan, 1999, 42) Bankalar bu sistemi daha önce sadece büyük müşterileri için uygulamaktaydılar, ancak son zamanlar da, küçük ve orta boy firma müşterilerinin likidite yönetimi ve finansman durumuna ilişkin sorunlara da, çözüm getirmektedirler. Hatta bazı bankaların bu alandaki hizmetleri sadece likidite ve finansman ile sınırlı kalmayıp, proforma bilanço, kar-zarar planı, yatırımlar, satış, üretim ve personel planlaması içerecek şekilde yaygınlaşmaktadır.
Teknoloji alanındaki hızlı gelişmeler sayesinde, bankacılık sektörü hedef ve planlarına uygun olarak önemli banka içi planlama, enformasyon ve muhasebe düzenine ilişkin sorunları çok kısa sürelerde çözümleyecek karar ve uygulama olanaklarına sahiptirler. Böylece mevcut durumun yanı sıra, gelecekteki karlılık, risk ve likidite durumunda ortaya çıkabilecek değişmeleri, bazı göstergelerden yararlanarak bilinçli bir şekilde açıklığa kavuşturabilirler. (Berk, 1998, 10-11)
Teknolojideki gelişmelerin ve bankacılık alanındaki yenileşmelerin sağlamış olduğu tüm bu olumlu gelişmelere rağmen, adları geçen finansal tekniklerin ve ürünlerin uygulaması ve kurumsallaşmasında bu tekniklerin ve yeniliklerin uygulanması ile ilgili devlet organlarının koordineli bir şekilde çalışamaması, konuyla ilgili bir mevzuat altyapısının henüz tam olarak oluşturulmamış olması ve ekonomik istikrarsızlık nedeniyle, sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu sorunların giderilmesi yukarıda sayılan eksikliklerin giderilmesiyle mümkün olacaktır.
1.5. Özkaynakların Yetersizliği
Türk bankacılık sektörünün önemli bir sorunu da, özkaynaklarının yetersizliğidir. Özkaynakların yetersiz olmasında sektörde yer alan, gerek aktif gerekse sermaye büyüklükleri açısından, küçük bankaların büyük bankalara nazaran çoğunlukta olması etkilidir. Bu küçük ölçekli bankalar hem toplam aktifler, hem de özsermaye büyüklüğü açısından son derece yetersiz olup, bu bankaların fon kaynağı sadece interbank ya da uluslararası finansal piyasalardır. Bu nedenle, küçük ölçekli bankaların, gerek iç piyasada gerekse de uluslararası piyasalarda rekabet edebilecek güçleri yoktur. Küçük ölçekli bankaların birleşmeleri sağlanarak, aktif ve sermaye yapılarının güçlendirilmesiyle özkaynaklarının arttırılması mümkün olabilir. (Parasız, 2000, 128)
Bankacılık sektöründe özkaynak yetersizliğinin bir diğer nedeni de, getiri seviyesi düşük iştiraklere ve sabit kıymetlere yatırılan kaynakların büyüklüğüdür. (Özkan, 1999, 43) İştiraklere yatırılan kaynakların bir çoğu yeterli getiriyi sağlayamamaktadır. Geçmişte, sermaye birikiminin yetersiz olması nedeniyle, bankalar iştirakler yoluyla sanayileşmeye önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ancak bugün iştirakler sektördeki bir çok banka için büyük bir yük teşkil etmektedir. Bu ağır yükten kurtulmanın tek yolu, sermaye piyasalarında derinlik sağlamaya başlanmasıyla, gelir getirmeyen aktiflerin başta iştirakler olmak üzere tasfiyesi ve menkul kıymetleştirilmesi yoluyla mümkün olacaktır.
2. Türk Bankacılık Sektöründe Yaşanan Mali Riskler
Bankalarda çeşitli kaynaklardan elde edilen fonlar, yatırım alternatifleri arasında dağıtılır. Dağıtım yapılırken alınacak kriter, her alternatifin risklilik derecesi ve buna karşılık getiri miktarıdır. Bankacılık sektöründe riskler, genelde likidite yetersizliğinden, faiz oranlarının ya da döviz kurlarının dalgalanmasından, borçların geri ödenmemesinden ve ekonomik değişmelerden kaynaklanabilir. Aktif yönetiminde, bir bankanın karşılaşacağı riskleri çok iyi bilip, ona göre aktif dağılımı yapması gerekmektedir.
Bankacılık sektöründe karşılaşılabilecek riskler, içsel ve dışsal riskler olmak üzere iki başlık altında incelenebilir. Sektörün kendi yapısından kaynaklanan risklere içsel riskler denilirken, sektörün dışındaki olaylardan meydana gelen risklere ise, dışsal riskler denilmektedir. İçsel ve dışsal risklerde, kendi aralarında alt kısımlara ayrılırlar. Bankacılık sektöründe karşılaşılan risk grupları içerisinde en önemlisi ise, mali riskler denilen, bankaların ve sektörün kendi yapı ve operasyonlarından kaynaklanan risk grubudur. Bu riskler faiz riski, kur riski, kredi riski, piyasa riski, sermaye yetersizliği riski ve likidite riski olmak üzere altı başlık altında incelenebilir. (Çelik, 2001, 61)
2.1. Faiz Riski
Bu risk, gerek nominal gerekse reel faiz oranlarındaki hareketlenmelerden kaynaklanır. Faiz riski, aktif kalemleriyle pasif kalemleri arsında vade ya da faiz bazında bir uyumsuzluk olması veya değişken faizli mali yükümlülüklerin gelecekteki nakit akımları, gelir–gider üzerinde belirsizliğe yol açması halinde ortaya çıkar. (Çelik, 2001, 62)
Türk bankacılık sektörünün, kısa vadelerde faize duyarlı pasiflerinin faize duyarlı aktiflerinden daha fazla olması, yabancı kaynakların varlıklara göre daha kısa sürelerde, yeniden fiyatlandırılması sonucunu doğurmaktadır. Varlık ve yükümlülüklerin yeniden fiyatlama dönemlerindeki bu uyumsuzluk, aktif ve pasiflerin faiz oranı değişikliklerine karşı olan duyarlılıklarını arttırmaktadır. Diğer yandan bankalar, faiz oranlarının artma eğilimi gösterdiği dönemlerde, repo yoluyla düşük faiz getirili kamuya ait menkul kıymetlerini, daha yüksek getirili olanlarla değiştirmek suretiyle, faiz riskini kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar. Ayrıca sektörde, swap gibi bazı türev enstrümanlar da, bu amaca yönelik olarak kullanılmaktadır. (Erçel, 2000a, 68-69)
2.2. Kur Riski
Bu risk, kurlardaki değişmelerden kaynaklanan kazanç ve kayıplarla ilgilidir. Kur riski, yabancı paraya dayalı işlemlerde, yabancı paraların yerli paraya ya da birbirlerine karşı değerlerinin değişmesi halinde ortaya çıkar, sonuçta bu da kar veya zarara yol açar.
Kur riskine ilişkin olarak, Türk Lirası, faiz oranları ile Türk Lirası’nın nominal değer kaybı arasındaki fark, bankaların döviz cinsinden kaynaklarını Türk Lirası veya alternatif yatırım araçlarına dönüştürmesinin en büyük nedenidir. Türkiye’de kur riskine bağlı açık pozisyon izleme uygulaması 1985 yılında başlamıştır. Çeşitli güçlük ve kayıplarla karşılaştıktan sonra, Türk bankacılık sektörü, kur riski konusunda yeterince bilgi ve deneyim sahibi olmuştur. Ayrıca TCMB’de, yaptığı birçok yasal düzenlemeyle, bu riski azaltma yönünde önlemler almış ve uygulamaya koymuştur. (Erçel, 2000a, 69)
2.3. Kredi Riski
Bu risk, potansiyel kayıplar açısından büyük bir önem taşır. Kredi riski müşterilerin geri ödeme sıkıntısına düşmelerinden kaynaklanır. Yani kullandırılan kredinin geri dönmeme halini ifade eder. Kredinin geri dönmemesi, borcun tamamen veya kısmen kaybına neden olur.
Mali riskler arasında en önemli olanı ve Türk bankalarının yönetimine en çok dikkat ettiği risk, kredi riskidir. Türk bankacılık sektörü, yıllar boyunca kredi riskine gereken önemi vermektedir. Ancak sektörde artan rekabet, risk alma açısından da bazı sonuçlar doğururken, bankaların kredi stratejilerini yeniden gözden geçirmelerinin gereği de ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, kredi riskinin bir bütün olarak ele alınması bankacılık sektörünün giderek daralan uluslararası finansman ortamına rağmen, donuk alacaklarının seviyesini düşük tutarak kredi riskini yönetebileceğini ortaya koymuştur. (Erçel, 2000a, 67-68)
2.4. Likidite Riski
Bankalar, taahhütlerini zamanında yerine getirebilmek amacıyla, mevcutlarında nakit değerler ya da likiditesi yüksek finansal araçlar bulundurmak durumundadırlar. Eğer bir banka, taahhütlerini karşılayabilecek söz konusu araçlara sahip değilse, likidite riski ile karşı karşıya demektir. Bu risk, özellikle kısa vadeli varlıklarının yine kısa vadeli taahhütlerini karşılayamama durumunda ortaya çıkar. (Çelik, 2001, 62)
Likidite riskine bakıldığında, mevduat sahiplerinin kısa vadeleri tercih ederken, yatırım sahiplerinin yüksek enflasyon beklentileri ve belirsizliğin yönlendirmesiyle daha uzun vadeleri araması, Türk bankacılık sektörünün aktif ve pasiflerinin vade yapılarında da, yansımalara neden olduğu görülmektedir. Dolayısıyla sektördeki bankalar, likidite riskine daha duyarlı hale gelmişlerdir. Özellikle, son dönemlerde dünya ekonomisinde yaşanan mali sıkıntılar ve global mali krizler sonrasında, gelişmekte olan ekonomilerin birçoğu riskli görülmeye başlanmıştır. Bu durumda, uluslararası yatırımcılar Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalara yatırım yapma konusunda daha ihtiyatlı davranmaya ve bu piyasalara, kredi kullandırımlarında daha seçici olmaya başlamışlardır. Bunun sonucunda Türk bankacılık sektörü de, kredi dağıtımlarını azaltarak likit kalmayı tercih etmiştir. (Erçel, 2000a, 68)
Genel olarak incelendiğinde, büyük bankalar küçük bankalara oranla daha az likidite riski ile karşılaşmakta ve söz konusu durum iki nedenden kaynaklanmaktadır. (Özkan, 1999, 43) Bunlardan birincisi, büyük bankalarda çekilen mevduatın toplam mevduatın küçük bir kısmını oluşturma ihtimali daha yüksektir. Çünkü büyük bankaların mevduatları, küçük bankalara oranla daha geniş bir alana yayılmaktadır. İkincisi ise, ölçekleri nedeni ile büyük bankalar, genellikle bankalararası piyasaya daha iyi faiz oranıyla ve daha elverişli dönemlerde girmektedir.
2.5. Piyasa Riski
Bu risk, bankaların sahip oldukları bir ya da birden fazla ticari varlığın işleme tabi tutulabileceği süre dahilinde, piyasada meydana gelen beklenmeyen olumsuz dalgalanmaların sebep olduğu kayıp veya beklenenden düşük seviyedeki kar halini ifade eder. (Çelik, 2001, 62) Piyasa riski herhangi bir zaman zarfında meydana gelebilir.
Piyasa riskini en aza indirmek, piyasa disiplinin sağlanmasıyla mümkündür. Piyasa disiplini; piyasadaki kurumlarla ilgili bilgilerin zamanında doğru ve şeffaf şekilde alınmasını içerir. Bankacılık sektöründe piyasa disiplinin sağlanmasıyla birlikte, piyasadaki ilgili birimler, çok daha sağlıklı değerlendirmeler yapabilecekler ve böylece istenmeyen riskler en aza indirilecektir. (Erçel, 2000b, 135)
2.6. Sermaye Yetersizliği Riski
Bu risk, bankaların mevcut sermayeleri ile gerçekleşen risklerinden oluşan kayıplarını telafi edebilme gücünü ifade eder. (Çelik, 2001, 62) Eğer mevcut sermayesi, söz konusu risklerin sebep olduğu kayıpları karşılamaya yeterliyse, risk düşük demektir. Eğer mevcut sermaye, kayıpları karşılayamayacak durumda ise, risk büyük demektir. Bu durumda gerekli önlemlerin en kısa sürede alınması gerekmektedir.
Sonuç
Bankacılık sektörü, hızlı ekonomik büyüme ve gelişmenin başarılmasında önemli bir araçtır. Bankalar sadece parasal kontrol için bir kanal olmayıp, ekonominin yeniden yapılanmasında ve uzun dönemli sürdürülebilir makroekonomik istikrarın sağlanmasında, etkili olan kurumlardır. Mali sistem içinde bu denli önemli bir role sahip olan bankacılık sektörünün, iktisadi sistemle etkileşimini açık ve net biçimde ortaya koyabilmesi ve sağlıklı bir yapıda işleyebilmesi gerekmektedir.
Türkiye’de Batı ülkelerindeki gibi, banka dışı mali aracıların gelişmiş olmaması ve sermaye piyasasının henüz gelişme aşamasında olması nedeniyle, bankalar; mali sistemin temelini oluşturmakta, ekonominin işleyişi, halkın tasarruflarının toplanması ve kullanım alanlarına dağıtılması açısından önemli rol oynamaktadırlar. Türkiye’de mali kaynakların çok büyük bir bölümü bankalar tarafından toplanmakta ve kullandırılmaktadır. Yurt dışı kaynakların da önemli bir kısmı bankalar aracılığı ile sağlanmaktadır. Mali sistem içerisinde bu kadar önemli bir yeri olan bankacılık sektörünün sorunsuz bir şekilde işlemesi, güçlü bir ekonomik yapının en önemli unsurlarından biridir.
1980’li yıllarda başlayan mali liberalizasyon süreciyle, bankacılık dahil bütün mali sistemde yapısal değişiklikler uygulamaya konmuş; faiz oranları ve döviz kurlarındaki sınırlamaların kalkması da, bu yapısal değişikliklerin hızla yerleşmesinde önemli rol oynamıştır. Reform niteliğindeki bu yapısal değişiklikler, bankacılık sektörünün ve mali sistemin gelişmesini ve büyümesini sağlamıştır. Fakat 1990’lı yıllardaki olumsuz gelişmeler bankacılık sektörünün mali bünyesinin önemli ölçüde bozulmasına neden olmuş, bankalar, uzun süre çok yüksek riskli bir ortamda çalışmışlardır. Bu dönemde hızla artan kamu kesimi borçlanma gereği ve bütçenin finansmanında kamu bankaları kaynaklarının kullanılması bu süreci hızlandırmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde bankacılık sektörü çok ciddi bir riske maruz kalmış, bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması, bankaların mali bünye sorunlarının çözülmesi, kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu amaçla Bankalar Kanunu’nda radikal değişiklikler yapılmış, bankaların faaliyetlerinin düzenlenmesine ve denetimine yeni bir yaklaşım getirilmiştir. Yeniden yapılanma ve uluslararası piyasalarla bütünleşme çabalarına paralel olarak, Türk bankaları da gerek kurumsal yapılarında, gerekse sundukları hizmet ve ürün kalitesinde önemli değişiklikler gerçekleştirmişlerdir Böylece “Bankacılık Sektörü”, Türkiye ekonomisinde uluslararası rekabete açık ve düzenlemeler itibariyle AB’ye uyuma hazır sektörlerin başında yer almaktadır.
kaynak: türkforum.net
Eski zamanlardan beri insanlar kendilerini özel hissetmek ve kendilerine yakışan, uyan kıyafetler diktirmek için hep terzileri tercih ettiler. Çünkü terzilerin işciliği her zaman özel, özenli, farklı ve değerliydi.
Laliz.biz'i özenle çalışan bir terziye benzetelim. Ama öyle bir terzi ki, size beklediğinizden fazlasını veren bir terzi.
Hayal edin, Dünyanın en kaliteli kumaşları, usta terzilerin el emeği ile sizler için yeni tasarımlarla buluşuyor ve eşsiz giysilere dönüşüyor.
Bir düşünün!!!
Sizin ölçülerinizi iyi analiz edip ve değerlerinizi sizi daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Edindiğimiz bu bilgi ve değerler ışığında sizi en iyi şekilde temsil edecek çalışmalar ortaya koyuyoruz. Yani bir terzi titizliğinde, size en yakışan elbiseyi dikiyoruz.
İşte Laliz.biz ekibi bu felsefeyi kendisine yol edinmiş, gideceği yönü ve ulaşmak istediği noktayı bilen yenilikçi, tecrübeli, dinamik, lider, atak, sürekli gelişmelere açık, zamanın ruhunu taşıyan, tasarımlarına önem veren, kararlı ve hedef odaklı çalışan bireylerden oluşmaktadır.
evden eve nakliyat, evden eve, evdeneve kargo, evden eve kargo, evdeneve, nakliyat, kargo, taşımacılık, şehirlerarası evden eve nakliyat, ayazoğlu evden eve, ayazoğlu, rıfatoğlu evden eve, rıfatoğlu evdeneve, rıfatoğlu evdeneve
Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri, ahmet kater, alan adı tescili ve tüm web sitesi çözümleri sunar. ayrıca e-bülten ebülten ve banner tasarımları yapar. flash sitelerini de unutmamak lazım. web sitesi deyince lal design ı tercih etmelisiniz. www.islertikirinda.com www.laldesign.net www.lalsoft.net www.lalhost.net www.laliz.biz www.lal.web.tr www.oburada.com arkadaşlık sitesi dating sitesi www.ilkbilensizolun.com haber portalı kurar, e-ticaret siteleri ve web sitesi yönetim panelleri kurar. web sitesi yönetim paneli www.laliz.biz sitesi altında. ayrıca haber portalları da inşa eden lal design ın yaptığı çalışmaları görmek için www.laldesign.net sitesini ziyaret ediniz. web reklamlarında da lal design internet hizmetleri yine yanınızda. web sitenize admin mi lazım, o zaman bizi arayın, yani lal design internet hizmetleri. lal design internet hizmetleri bir laliz.biz kuruluşudur. laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalhost.net yani lalhost.net lal host hosting hizmetleri windows ve linux tabanlı sunucuları ile yüksek hızlı güvenli hizmeti sizlere sunuyor. ayırca yine www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalsoft.net lalsoft.net lal soft müşterilkerine web tabanlı yazılım çözümleri sunar. yani www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubu tam teşekküllü web hizmetleri sunmanın gayreti ile yatırımlarına devam ediyor.
12 Haziran 2007 Salı
TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE YENİDEN YAPILANDIRMA Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri
REEL SEKTÖRÜN FİNANSMANINDA
SERMAYE PİYASASININ ROLÜ
KONFERANSI
KONUŞMASI
İstanbul, 12 Aralık 2002
Sermaye Piyasası Kurulumuzun ve sektörle ilgili birimlerimizin değerli başkanları, değerli konuşmacıları ve muhterem konuklar hepinizi en içten, en sıcak duygularla selamlıyorum.
Ülke olarak millet olarak nasıl zenginleşeceğimiz gündem konumuzdur? Bütün ekonomik sorunların özünde merkezinde bu vardır. Ülke olarak refah düzeyimiz nasıl artacaktır? Bunu sağlayabilmek için neler yapmamız lazım? Tüm sektörler itibariyle ve tüm ekonomideki aktörler itibariyle yapabileceklerimiz, ortaya koyabileceklerimiz nedir? Bunu araştırıyoruz. Yani 2200 $ olan kişi başı gelirimiz neler yapacağız da 20.000-30.000 $ üzerine çıkacaktır.
Aslında bu ekonominin temel sorusudur. Birkaç yüzyıldır yazılan tüm iktisat kitaplarını okuduğumuzda ekonomiyle ilgili temel sorunun da bu olduğunu görürüz. Klasik, Liberal, Marksist tüm iktisatçıların ortak aradıkları soru ve cevap budur. Aslında insanlık tarihi de bu arayışın farklı bir macerasıdır diye bakılabilir. Çağdaş anlamda bildiğiniz gibi ilk iktisat kitabı sayılan Adam Smith'in kitabının ismi "Milletlerin Zenginliği"dir. Yani zenginlik olgusu, refah arayışı ekonominin merkezindeki hiçbir konudan bağımsız olarak düşünülmeyen bir temel noktadır. Uzun vadede bu zenginliğe nasıl erişileceği konusunda birkaç yıldır, birkaç yüzyıldır çok şeyler yazılmıştır ve çok değişik yaklaşım tarzları ortaya çıkmıştır. Başta Adam Smith, Rosenberg gibi iktisatçılar ve iktisat tarihçileri incelendiği zaman, bu zenginliği ortaya çıkarabilmek açısından çok farklı determinantlara vurgu yaptıklarını görürsünüz. Her bir iktisatçı refahın, zenginliğin, gelişmenin ortaya çıkabilmesi için farklı değişkenler belirlemişlerdir ve belirlenen bu değişkenler etrafında teorilerini kurmuşlardır. Ama tüm yazılanları ve konuşulanları özetlediğimiz, mercek altına aldığımız takdirde yaklaşım tarzlarında çok farklı dağınıklıklar ve anlaşılmaz noktalar olmadığını da görürsünüz. Nitekim tüm yaklaşım tarzları incelendiğinde bir ülkenin zenginliği olarak, zenginliğinin ana değişkeni olarak, ana determinantı olarak bazıları doğal kaynaklara vurgu yapmışlardır, bazı bilim adamları da bilim ve teknolojiye vurgu yapmışlardır, bazıları nüfusu ön plana çıkarmışlardır. "Kurumsal yapıdır ast olan" diyenler de olmuştur. Ve marksist iktisatçılar da gelişme, kalkınma ve zenginliğin özünde esasında sömürü kavramının olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu son yaklaşım tarzını bir tarafa bırakacak olursak, çünkü artık içe kapalı bir ekonominin varlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Biraz önce yapılan konuşmalarda da izlediğiniz gibi küreselleşmenin bu düzeye geldiği bir ortamda artık hiçbir ekonomi kendisini içe kapatmak suretiyle mesafe alamaz, zenginleyemez ve gelişemez. Dolayısıyla bu son yaklaşım tarzını bir tarafa bıraktığımızda zenginliğin ve gelişmenin temel determinantları tahlil edildiğinde doğal kaynaklar, bilim ve teknolojinin aslında bağımsız değişkenler olmadığı görülür. Bağımlı değişkenler olduğu görülür. Nüfus yani insan tarafından tetiklendikleri takdirde harekete geçtikleri ve ülke ekonomisine katkı sağladıkları görülür. Onun için asıl ekonomide üzerinde durulması gereken temel unsur insandır ve burada insan dediğimizde, nüfus dediğimizde de karşımıza nitelikli iş gücü, nitelikli nüfus çıkmaktadır. Bir ülkenin iş adamı, yatırımcısı, yatırımcı potansiyeli, beyin gücü yani human capital dediğimiz şey ortaya çıkmaktadır ve önem arz etmektedir. Ama yine tüm yaklaşım tarzlarına baktığınızda insan sermayesinin ayaklanabilmesi için o ülkedeki kurumsal yapının yeterli olması lazımdır. Eğer mevcut kurumsal yapı insanlarımızın yeteneğini ortaya çıkarmasını engelliyorsa, insan unsurumuzun ayağa kalkmasını engelliyorsa, bütün yetenekler girişimci özellikler baskı altına alınıyor, o kurumsal yapı tarafından sınırlandırılıyorsa insanın da aktif olarak devreye girmesi, ekonominin canlanması ve millet olarak zenginleşmemiz mümkün değildir. O halde işin özünde kurumsal yapılarımızı iyi dokumak ve örmek gelmektedir. Gelişmeyi ve zenginleşmeyi sağlayan kurumsal yapılar rekabet ve işbirliğine dayanan yapılardır. Bunun siyasetteki karşılığı özgürlük ve toleranstır. Eğer sonuna kadar rekabet ve güvenli ortamını sağlayacağı iş birliğini temin edemezseniz ve elbette ki kurumlar ve sektörler arasında sağlıklı ilişkileri kuramazsınız bu takdirde ekonomiyle ilgili bütün boyutlarda tek tek dökülürsünüz ve ortaya bir atılım çıkaramazsınız. O halde kurumsal yapı önemlidir ve işte tam bu yapıda reel sektör ve sermaye piyasası ilişkileri de önem arz etmektedir. Sadece olayı reel sektörün sorunu, sadece olayı sermaye piyasasının sorunları veya ikisi arasındaki teorik ilişkiler gibi algılar kabullenir ve bütün konuşmaları ona göre dinlersek işin özünü ve aslını merkezini yitirmiş oluruz diye düşünüyorum. Aslında sermaye piyasası ve reel sektör arasındaki ilişkiler top yekûn bir ekonomiyi ayağa kaldıracak olan kurumsal yapının iyi görünmesi gereken en temel ayaklarından biridir. Bu alanda kurulabilecek sağlıklı ilişkiler zenginleşmemizin de kaynağıdır, sağlıksız ilişkiler ise yoksullaşmamıza sebep olabilecek özellikler taşımaktadır. Ekonominin tamamını bir vücuda benzetebilirsiniz. Eller, ayaklar, organlar, kaslar reel sektörü ifade ederse bu benzetmede, damarlar ve kan dolaşımı da mali sistemi ifade eder. Biri olmadan diğeri, diğeri olmadan öbürünün var olabilmesi, sağlıklı olabilmesi ve de güçlü olabilmesi mümkün değildir. Yani her şey birbirine bağlıdır ve bu bağı kopardığınız zaman sistem tüm kurumsal yapısıyla birlikte çökecektir, o çöken kurumsal yapıyla birlikte insan unsuru da tamamen çökecektir. Bu açıdan baktığımızda Türkiye'de mali sistemin ilk başlangıcından itibaren Bankacılık Sisteminin ağırlıklı bir gelişim sergilediğini görürüz. Her ne kadar 1980'li yıllarda sermaye piyasası kanunu çıkmış ise de, yine de mali sistem bankacılık ağırlıklı yapısını bugüne kadar taşımıştır ve devam ettirmiştir. Özellikle çok eskilere gitmeye gerek yok ama, 1980 sonrasında kamu açıklarının ve borç stokunun gittikçe artması bir anlamda reel sektör ve sermaye piyasası ilişkilerini de bozmuştur olumsuz olarak etkilemiştir. Kamunun yüksek reel faizlerle borçlanması piyasadaki fonların kamu kesimi tarafından emilmesine yol açmıştır. Dolayısıyla piyasadaki bütün fonları kamu kesimi toplarken özel sektöre finansman imkanı kalmamıştır. Biraz önce sayın başkanın ifade ettiği gibi bir anlamda özel kesim mali piyasalardan gittikçe daha fazla dışlanır duruma düşmüştür. Sorun sadece kamu kesiminin bütün fonları emmesi değildir, gelişmeyi izlediğimiz zaman özel kesimin mali piyasalardan dışlanması bir yana güçlü şirketlerin dahi ellerindeki fonları kamu borçlanma araçlarına yatırmalarına yol açtığını gördük. Bir taraftan sistemdeki bozulma yani kamu kesiminden kaynaklanan bozulma, ağır borç stoku ve yüksek faizlerle kamunun sürekli borçlanması, piyasadaki fonları devletin emmesine yol açarken diğer taraftan özel sektörde dahi büyük bazı güçlü firmaların ellerindeki imkanları ve fonları kamuya borç vermeye yönelmelerine sebep olmaktadır. Pek çok girişimci açısından yatırıma üretime gidebilecek bazı fonlar kamu kesimi tarafından emilmektedir, elbette ki sermaye karlılık oranları yüksek olan alanları seçeceği için kamu finansman dengesindeki bozulmalar doğrudan doğruya sermaye piyasasını, mali sistemin tamamını ve reel sektörü etkilemektedir. Yani özet itibariyle söylemek gerekirse kamudan kaynaklanan sorunlar sonucunda firmaların yatırım, üretim, pazarlama, istihdam kararları ve arayışları üzerinde olumsuz etkiler meydana gelmiştir ve bundan da sermaye piyasası da elbette etkilenmiştir. Olay sadece kamu finansman dengesinde, kamunun borçlanması değil bankacılık sektörüne baktığımızda da bazı sorunları birlikte görmekteyiz. Öncelikle kamu bankalarına yöneldiğimizde mali sistem üzerinde önemli bir yük ve baskı oluşturdukları görülür. Özellikle kriz öncesi ve sonrası dönemde. Görev zararları, irrasyonel personel politikası, politik krediler bu bankaların yani kamu bankalarının bünyelerini bozmuş ve kaynak ihtiyaçlarını arttırmıştır. Sonuçta piyasalarda yüksek oranda borçlanmaları diğer bankaların da zora girmesine sebep olmuş bu da deminden beri belirttiğimiz gibi sermaye piyasaları üzerindeki olumsuz etkisini göstermiştir. Özel bankalar açısından baktığımızda da benzer bazı sorunları yaşadığımızı geçmişte göreceğiz. Özel sektör yerine yüksek faiz cazibesiyle kamuya borç vermeye yönelen özel bankalar da böylece özel sektörün yeterli ve düşük maliyetli kredi bulmalarını güçleştirmiştir. Bu mekanizma diğer taraftan özel bankalar bünyesinde de açık pozisyonların artmasına sebep olmuş ve hassas bir noktaya gelmiştir. Neticede Kasım 2000-Şubat 2001 tarihleri arasındaki iki kriz ile faiz ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar reel sektörü sarsmıştır artan batık krediler mali sistemi tahrip etmiştir ve bankacılık sektörünün reel sektöre açtığı krediler daha da azalmıştır. İşte bu noktada belki panelimizin konusunu teşkil edecek temel soruyu sorabiliriz: o halde reel sektörün bir finans sorunu var demektir, reel sektör bu finansman sorununu nasıl ve nereden karşılayacak ve çözecektir? Bu noktada alternatif finansman yollarının elbette açılması gerekir. Ve de sermaye piyasasının mali sistem içerisindeki payının yeterli hale getirilmesi gerekir. Bunun için hisse senedi ihracının arttırılabilmesi önemlidir. Bunun da ötesinde borçlanma senetleri ihracının başlaması, gelişmesi ikinci bir önemli nokta olarak görülmektedir. Reel sektörün sorunları sermaye piyasalarının sorunlarını, sermaye piyasalarının sorunları ise reel sektörün sorunlarını beslemektedir. Kamu borçlanma araçlarındaki yüksek reel faiz ise hem hisse senedi ihracının artması hem de borçlanma senetleri ihracının gelişmesi önündeki en büyük engeldir. İşte böylesine bir tablonun bulunduğu ortamda ve de ortaya koyacağımız çözümlerin ve oluşturacağımız yapıların sadece bizi ve sektörleri değil, bu ülkede yaşayan 70 milyon insanın geleceğini, kaderini belirleyeceği bir ortamda çocuklarımızın, torunlarımızın yaşayacağı Türkiye'nin geleceğini belirleyeceği bir ortamda neler yapmamız gerektiğini hep birlikte düşünmek zorundayız. Sorun sadece sektörün sorunu değildir, sorun sadece siyasetin de sorunu değildir. Siyaset ve sektörler taraflar ve bu ülkede yaşayan insanlar aynı kaderi paylaşmaktadırlar ve ülkemizde güzel şeylerin ortaya çıkmasını istemekte, talep etmektedirler. O halde biz 58. Cumhuriyet hükümeti olarak bu bilinç ve duyarlılık içerisinde seçim öncesindeki aylarda ve günlerde başlattığımız yoğun çalışmalarla ekonomik yapıyı tahlil etmeye çalıştık. İktidar günlerimizde yapmamız gerekenlerin neler olması gerektiği üzerinde yüzlerce kitap, makale okuduk, okuttuk, okutturduğumuz arkadaşlarla tartışmalar yaptık. Ve daha o günlerden belli bir noktaya gelmiştik. Pratize edersek geldiğimiz nokta buydu, Türkiye'de yaşanan bu yüksek enflasyon ortamı son bulmalı. Biraz önce sayın başkanlarımın da ifade ettiği gibi.
Çocukluk günlerimden beri Türkiye'de enflasyon tartışması gündemden hiç düşmemiştir ve de yıllardır Türkiye'nin sahip olduğu enflasyon düzeyine sahip dünyada hiçbir ülke kalmamıştır. O halde sağlıksız ekonomik yapıların en temel sebeplerinden biri olan enflasyonu beraber yaşamamız gereken bir olgu olarak kabul edebilmemiz mümkün değildir. Eğer bu ülkenin bugününü düşünüyorsak, eğer bu ülkenin geleceğini düşünüyorsak enflasyonsuz bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız. Biz de 58. Cumhuriyet Hükümeti olarak programımızın ana noktalarından biri olarak enflasyon rakamının Avrupa Birliği Ülkeleri düzeyine indirilmesini temel hedef olarak belirledik. Ve uygulayacağımız tüm politikalarda popülizmden uzak gerçekçi, realist ama enflasyon baskısından ülkemizi kurtaracak politikalar olacak. İkincisi deminden beri anlatmaya çalıştığım sorunların da özünde, temelinde bulunan ikinci büyük problemimiz kamu borç stokunun yüksek düzeyidir. GSMH'nın %60'ını aşmaması gereken kamu borç stokunun bugün ulaştığı düzey gerçekten ürkütücüdür. Bu düzeyin sürdürülebilir olduğunu düşünmek mümkün değildir. Yani sürekli artırarak borcu borçla öderken bir taraftan da sürekli borç stokunu artırarak varlığımızı devam ettirmemiz ve geleceğimizle ilgili güzel şeyleri bugünden inşa edebilmemiz mümkün değildir. Borç stokunun azalması lazımdır. Borç stoku mutlaka azaltılmalıdır ve düşen borç stokuyla birlikte kamunun borçlanma ihtiyacı azalmalıdır ve kamu borçlanmalarındaki reel faiz oranları da düşmelidir. Biz 58. Cumhuriyet Hükümeti olarak mutlaka bu temel hedefin de gerçekleştirilmesine yönelik her türlü tedbirin alınması gerektiği kanaatindeyiz ve bununla ilgili tedbirleri de uygulamaya koyduk. Diğer taraftan zaman zaman Türkiye'de yaşanan %8-9'lara varan büyüme oranları memnuniyetle karşılanmıştır. Ama olaya orta vadede uzun perspektifte bakanlar bu oranların sevindirici değil, kaygı verici olduğunu da hissetmişlerdir. Çünkü Türkiye'de son yıllarda büyüme oranları çok istikrarsız bir görünüm sergilemektedir. Bir yıl ekonomi %8 büyürken ertesi yıl %9 küçülebilmektedir. Trendin inişli çıkışlı olduğu bir büyüme yapısı ekonomide tahmin edilemeyecek kadar büyük hastalıkların ve sıkıntıların çıkmasına sebep olmaktadır. O halde ekonomimizin elbette büyümesi lazım ama istikrarlı ve düzenli bir büyüme trendine de girmesi lazımdır. Bu üçüncü temel nokta da bizim ekonomik politikalarımızın ana ekseni ve ana hedefi olmalıdır. Bunları gerçekleştirebilmek amacıyla hükümetimiz hazırlıklarını seçim öncesinde yapmıştır ve daha sonra bunları acil önlem planı olarak tek tek yapılması gereken icraatları ve somut politikaları belirlemiştir. 200 civarında acil eylem planı içerisinde aktif politika belirlenmiştir. Bu politikaların tamamı belli bir takvim içerisinde gerçekleştirilecektir. Yani hazırlıksız ne yaptığını bilmeyen hükümetler dönemi bitmiştir. Artık bizim 58. Hükümet olarak gündemimizi ve yol haritamızı günü birlik olaylar belirlemeyecektir bizim gündemimizi ve yol haritamızı çünkü biz belirledik. İlk bir ay içerisinde yani 28 Aralık'a kadar yapacağımız düzenlemeler şimdiden bellidir. Bir kısmı gerçekleştirilmiştir,bir kısmı da gerçekleştirilme noktasındadır. İlk üç ay içerisinde yapacaklarımız bellidir, altı aylık programımız tek tek somut projeler itibariyle bellidir. On iki aylık hedefimiz programımız bellidir ve diğer bir kısım işler, işlemler ve eylemler de on iki ayı aşan süre içerisinde tamamlanacaktır. Yani kilometre taşları belli, yol haritası belli bir hükümet anlayışı içerisindeyiz. Ben inanıyorum ki bu planlı ve düzenli yürüyüş Türkiye'nin mevcut yaşamakta olduğu sorunları kısa bir süre içerisinde belli bir takvim içerisinde aşmamızı sağlayacaktır. Ve elbette ki bu noktada mali piyasalara büyük önem atfediyoruz. Sermaye piyasasına büyük önem atfediyoruz. Bizim takvim itibariyle eylem planımızı hazır durumdadır ama hiçbir plan, hiçbir eylem statik değildir. Sürekli her attığınız adımda yaptığınız işlemleri tekrar gözden geçirmek ve revize etmek ihtiyacı duyarsınız. Ve hiçbir zaman tek bir kişinin kafasında bulunanlar tüm Türkiye'yi ve dünyayı kurtarmaya yetmez. Hiçbir zaman belli bir grubun ve kesimin oluşturduğu kültürün ve bilgi birikiminin de o ülkeyi ve dünyayı kurtarmaya yetmeyeceği açıktır. Bir programın en sağlıklı araçları yakalayabilmesi için, en sağlıklı uygulama olarak ortaya çıkabilmesi için mümkün olduğu kadar çok sayıda aklın o harmanda kendisini ifade etmiş görmesi lazım. Ne kadar çok bilgi, ne kadar fazla akıl, bir programın bir politikanın oluşmasına katkı sağlarsa o takdirde daha çok alternatif arasından en mükemmelini yakalama ve uygulama imkanına sahip olur. Bunu ifade etmenin sebebi şudur: elbette bizim 58. Hükümet olarak yol haritamız ve kilometre taşlarımız bellidir, ama her zaman her fikre her düşünceye açığız. Ülke hepimizindir ve de her fikirden düşünceden yararlanmak bizim temel siyaset anlayışımızın özüdür, esasıdır. Bütün programlarımızda açıkladığımız gibi aslında toplumun değişik kesimleriyle sürekli bilgi alışverişi içerisinde olmak, yasalaşma süreci içerisinde ve kararın oluşma süreci içerisinde başta sivil kitle örgütleri olmak üzere, tüm toplum kesimlerinin bilgi birikimlerini ve duyarlılıklarını o sürecin içerisine katmak bizim siyaset anlayışımızdır. Bu anlayışımızın bir gereği olarak sayın başkanlardan ve burada değerli bilgilere sahip olduğuna inandığımız arkadaşlarımızdan her türlü fikre düşünceye açık olduğumuzu belirterek, katkılarını, önerilerini her zaman beklediğimizi ifade ediyoruz ve böylece daha güzel şeyleri birlikte yapacağımıza inandığımızı ifade etmek istiyoruz. Sonuç itibariyle belirtecek olursam, reel sektörün finansman sorunlarının tartışıldığı bu toplantının sağlıklı kurumsal yapıların oluşmasına katkı sağlayacağına inanıyorum ve insan sermayemizin harekete geçmesine, teknoloji ve doğal kaynakları harekete geçirecek tetiklemeye katkı sağlayacağına inanıyorum.Uluslar arası zenginleşme yarışmamıza ivme kazandıracak açılımlar sağlayacağına inanıyorum ve bu vesileyle bu toplantıyı düzenleyen Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliğine teşekkür ediyorum ve katılımlarınızdan dolayı hepinize tekrar teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum.
Abdüllatif ŞENER
T.C.Başbakan Yardımcısı
Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri, ahmet kater
Eski zamanlardan beri insanlar kendilerini özel hissetmek ve kendilerine yakışan, uyan kıyafetler diktirmek için hep terzileri tercih ettiler. Çünkü terzilerin işciliği her zaman özel, özenli, farklı ve değerliydi.
Laliz.biz'i özenle çalışan bir terziye benzetelim. Ama öyle bir terzi ki, size beklediğinizden fazlasını veren bir terzi.
Hayal edin, Dünyanın en kaliteli kumaşları, usta terzilerin el emeği ile sizler için yeni tasarımlarla buluşuyor ve eşsiz giysilere dönüşüyor.
Bir düşünün!!!
Sizin ölçülerinizi iyi analiz edip ve değerlerinizi sizi daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Edindiğimiz bu bilgi ve değerler ışığında sizi en iyi şekilde temsil edecek çalışmalar ortaya koyuyoruz. Yani bir terzi titizliğinde, size en yakışan elbiseyi dikiyoruz.
İşte Laliz.biz ekibi bu felsefeyi kendisine yol edinmiş, gideceği yönü ve ulaşmak istediği noktayı bilen yenilikçi, tecrübeli, dinamik, lider, atak, sürekli gelişmelere açık, zamanın ruhunu taşıyan, tasarımlarına önem veren, kararlı ve hedef odaklı çalışan bireylerden oluşmaktadır.
evden eve nakliyat, evden eve, evdeneve kargo, evden eve kargo, evdeneve, nakliyat, kargo, taşımacılık, şehirlerarası evden eve nakliyat, ayazoğlu evden eve, ayazoğlu, rıfatoğlu evden eve, rıfatoğlu evdeneve, rıfatoğlu evdeneve
Lal Design, Lal Soft, Lal Host, yazılım hizmetleri, tasarım hizmetleri, web sitesi, hosting hizmetleri, ahmet kater, alan adı tescili ve tüm web sitesi çözümleri sunar. ayrıca e-bülten ebülten ve banner tasarımları yapar. flash sitelerini de unutmamak lazım. web sitesi deyince lal design ı tercih etmelisiniz. www.islertikirinda.com www.laldesign.net www.lalsoft.net www.lalhost.net www.laliz.biz www.lal.web.tr www.oburada.com arkadaşlık sitesi dating sitesi www.ilkbilensizolun.com haber portalı kurar, e-ticaret siteleri ve web sitesi yönetim panelleri kurar. web sitesi yönetim paneli www.laliz.biz sitesi altında. ayrıca haber portalları da inşa eden lal design ın yaptığı çalışmaları görmek için www.laldesign.net sitesini ziyaret ediniz. web reklamlarında da lal design internet hizmetleri yine yanınızda. web sitenize admin mi lazım, o zaman bizi arayın, yani lal design internet hizmetleri. lal design internet hizmetleri bir laliz.biz kuruluşudur. laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalhost.net yani lalhost.net lal host hosting hizmetleri windows ve linux tabanlı sunucuları ile yüksek hızlı güvenli hizmeti sizlere sunuyor. ayırca yine www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubuna bağlı diğer bir şirket de www.lalsoft.net lalsoft.net lal soft müşterilkerine web tabanlı yazılım çözümleri sunar. yani www.laliz.biz laliz.biz şirketler grubu tam teşekküllü web hizmetleri sunmanın gayreti ile yatırımlarına devam ediyor.